İÇ MİMARLIK
Yapı tasarlamanın sınırlı bir alanda, sınırsız bir keyif yaratmak olduğuna inanırız. Bu sebeple, yerleşim planı aşamasından itibaren görsel şıklığa değer katan sıra dışı detayların peşinden gideriz. Bir masanın ayağından, bir duvarın kaplamasına, bir aydınlatma tasarımından, armatürlerin seçimine kadar, kullanılacak olan her üründe ki arayıştır bu.
BOŞLUĞUN SINIRLANMASI
Mimarlık özel bir yapı eylemidir. İnsanoğlunun doğal bir gereksinmesi olan korunma içgüdüsüne yanıt olarak başlamış olmalıdır. Korunma içgüdüsü bütün canlı varlıkları, doğal çevrenin yaşama ve gelişmeyi etkileyen koşullarına uyabilmek için bir özel yapı eylemine zorluyor.
Sığınmak, örtülü bir yere girmek, saklanmak ve bir yuva yapmak evrensel ve doğal olgulardır. Canlı varlığın korunma içgüdüsünün, onu ittiği yapıcılık, temelde, canlıyı çevreden ayırma işlemidir, yani bir yalıtmadır. Özel bir kavram olarak kullanıldığı anlamda yapı, canlıyı içine alan, onu evrensel boşluktan ayıran bir boşluk parçası belirlemektedir. Böylece mimari eylemin ilk basamağı insanın içinde kendisini güvende hissettiği bir sınırlı hacim yaratmaktır. İnsan uçsuz, bucaksız, gözüyle, hayal gücü ile kavramakta güçlük çektiği evrensel boşluğu ve doğal çevrenin bir parçasını, bir veya birkaç yönde sınırlandırıyor; onu içe dönük, kendi çevresinde bir özel boşluk haline getiriyor. Özel yapı eylemi diye adlandırdığımız mimarlığın kaynağındaki olay budur.
YAPI EYLEMİNDEN MİMARLIĞA
Nasıl eline kalem alıp bir yüzey üzerine bir şeyler karalayan çocuğun ya da amatörün eylemi resme yönelmiş bir eylem ise, özel yapı eylemi de mimarlığa yönelmiş bir eylemdir.
Güzellik ve Sanat
İnsan psikolojisinin bir beğenme ve seçi m yapma eğilimi var. Aklın katkısının tartışma konusu olduğu bu beğeni ve seçime bağlı olarak sanat yapıtında “güzel” dediğimiz bir nitelik arıyoruz. En eski felsefe sistemlerinden bu yana filozoflar, sanat tarihçileri, sanatçılar ve psikologlar sanatı ve güzeli çok kez tanımlamışlardır. Fakat binlerce yıllık kuramsal çabadan sonra, bu sorular güncelliklerini koruyorlar.
İç Mekan Tasarımı
İç Mekan Tasarımı, elbette ki, mekanın mimari açıdan tanımlanmasının ötesine geçer. İç Mekanın düzenlenmesini, tefrişini ve görsel açıdan zenginleşmesini sağlamak için, içmimarın mekanın mimarı karakterini mutlaka çok iyi tanıyor ve aynı zamanda da mekanın değişiklik ve gelişme ihtimallerini de biliyor olması gerekmektedir.
Doğru yapılmış bir bina, içinde bulunduğu tüm koşulları doğal, mantıklı ve şiirsel bir şekilde aşarak yükselir.
Resmettiğimiz her şeyi doğadan seçmeliyiz ve doğadan en güzel şeyleri almalıyız.
Öncelikle konsept yani kavram içeren bir düşünce ile tasarım çözümlemelerine başlamak en doğru olan yöntem olacaktır.
İç mekan tasarımları doğa ile bütünleşmeli. Çevresel faktörleri iyice benimsemeli. Rüzgar nereden esiyor. Güneş nereden doğuyor. Neresi nemli, neresi kuru , nereden su geçiyor ve nerede ne fonksiyonlar yüklüdür gibi sorulara cevap aramalı.